Popüler Kültürün Terapi Çerçevesi: “Shrinking” Dizi Eleştirisi

Popüler Kültürün Terapi Çerçevesi: “Shrinking” Dizi Eleştirisi

Son yıllarda sosyal medyada psikoterapi en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. Bu sayede de bazı tabuları yıktı ve psikoterapiyi yaygınlaştırdı. Hatta çevrimiçi ortamda evlerimize kadar girdi. Bu yeni koşullar bazı kuralları biraz esnetti.

Psikoterapinin vazgeçilmez birtakım kuralları vardır. Bu kurallar hem terapiste hem de danışana daha güvenli bir ortamda görüşme imkanı sunar. Bu kurallar, Sigmund Freud’un ilk kez açıkça dile getirdiği “çerçeve” (frame) kavramıyla tanımlanır. Çerçeveyi oluşturan belirli ilkeler vardır: görüşmenin zamanı, süresi, ortamın düzeni…

Psikoterapide farklı yaklaşımların her birine “ekol” denir. Her ekol, psikoterapiye bakış açısını ve uygulama yöntemlerini farklılaştırır; bazı temel etik ve terapötik ilkeler ortak olsa da, her ekolün kendine özgü kuralları ve teknikleri bulunmaktadır ve bu kuralların dışına çıkmaz.

Shrinking’e gelince… Dizinin ilk sahnesinde karısının ölümüyle başa çıkmaya çalışan bir adam gösterilir. Havuzda partileyen bu adam ertesi sabah kalkar ve bir terapi merkezine girer. İlk önce bu adamın danışan olduğunu düşünülebilir ancak sonra terapist koltuğuna oturması ve danışanını dinlemeye başlamasıyla terapist olduğu anlaşılır. Aslında bu ters köşe terapistlerin de birer danışan olabileceği yönüne işaret eder. Bir dönem Türkiye’yi kasıp kavuran Bir Başkadır’da da bu yönden bahsedilir: “Terapistler de kusurludur ve terapiye ihtiyaçları olabilir.” fikri.

Shrinking’e dönecek olursak bir terapi merkezinde çalışan 3 terapist gösterilir. Biri eşini kazada kaybeden Jimmy, diğeri ailesi ile sorunlarını ardında bırakmak için kırk takla atan ve hayatına aldığı erkekleri iyileştirmeye çalışan Gaby – ki siyahi bir terapist olmanın zorluğu da bu karakter üzerinden işlenmiştir- ve süpervizör denilebilecek yaşlı, soğuk ve kuralcı olmasından sıklıkla bahsedilen Paul. Paul da parkinson hastasıdır ve yıllar önce aldattığı eşi ve terk ettiği kızı ile yıllar sonra yüzleşmeye hazırlanırken bir yandan da yeni bir aşka yelken açar.

Dizide obsesif kompulsif bozukluk, öfke sorunları, travma sonrası stres bozukluğu gibi bilişsel davranışçı terapinin ilgilendiği vakalar yer alır ve “Terapiye yeni çözümler” vaad eden dizi daha ilk bölümden terapiye zarar verecek çözümlerini göstermeye başlar.

Sean karakteri askeriyeden gelmiş öfke sorunları yaşayan bir danışandır. Siyahi olduğu için ırkçılığa da maruz kalır. Jimmy, danışanının sorununu çözmek için onu ringe götürür ve dövüş yaptırır. Yani doğrudan danışanın hayatına müdahale eder. Oysa psikoterapist kimseyi elinden tutup zorla “şunu yapmalısın” gibi bir müdahalede bulunmaz. Hatta sanılanın aksine “tavsiye” bile vermez. Terapist ve danışan arasında bir ilişki vardır ancak bu ilişki terapi odasında kalır. Dışarı çıkmaz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Jimmy, ailesiyle aynı evde kalmak istemeyen Sean’ı alıp evine götürür ve Sean’ın günlük hayatına daha da müdahale etmeye başlar. Örneğin kavgaya karışacağı anda “gözlerini kapat, nefesini tut” gibi yönergeler verir. BDT’de bu tarz anlar canlandırma yoluyla yeniden yaşanıyormuş gibi yapılabilir ve o ana yönelik başa çıkma yöntemleri öğretilebilir ama bunu yapmak ya da kontrol edememek de danışana dair bir ipucu olduğu için açıkça müdahale edilemez. Tüm bu sürece Paul karşı çıksa da Jimmy ısrarla devam eder. İkinci sezonda başaramadığını anladığında Sean’i Paul’a yönlendirir.

Grace ise Jimmy’nin bir diğer danışanıdır. Eşinden psikolojik şiddet görmesine rağmen ondan bir türlü ayrılamıyordur. Jimmy ise ona doğrudan akıl vererek kocasını terk etmesini ve kardeşinin yanına taşınmasını söyler. Grace bunu yapmış gibi yapar ve terapi görüşmelerini online hale getirir. Bu nokta aslında online terapinin kısıtlayıcılıklarını gösterir çünkü Grace kolaylıkla Jimmy’i inandırır. Yürüyüş yaparken Grace’i kocasının yanında görür ve gerçekler ortaya çıkar. Grace dizinin bir noktasında kocasının ona yaptıklarına katlanamayacak hale gelir ve onu uçurumdan atarak hapse girer. Jimmy bu süreçte de onunla görüş günlerinde konuşmaya devam eder. Söylemek gerekir ki bir terapist yine danışanın hayatının bu denli kırılgan bir noktada “eşini terk et” gibi bir söz söylemez.

Wally ise Jimmy’nin OKB ile baş etmeye çalışan bir diğer danışanıdır. Bu vakada da Jimmy’nin Wally’e değişiminin çok yavaş olduğu yönünde baskı yaptığı görülür. Ayrıca Jimmy bir bölümde Wally’nin evine gider ve orada OKBsini yenmeye çalışırken Wally’nin yanlış anlaması sonucu öpüşürler. Bu olay da “neden bu ilişkinin terapi odasında kalması gerektiği”nin ipucudur. Sonra Wally terapiye devam eder ancak ne kadar utandığını dile getirir.

Ayrıca Jimmy danışanlarının bir avukata ihtiyaç duydukları anda eski arkadaşı Brian’dan yardım ister. Brian terapi odasına rahatlıkla girip çıkar, Jimmy bazen terapiyi yarıda kesip arkadaşıyla konuşur. Bunların hepsi profesyonellikten çok uzaktır.

Paul ise defalarca kez Jimmy’nin kızı Alice ile parkta buluşur, onun sorunlarını dinler ve tavsiye verir. İlk önce bu ilişkinin dostane bir muhabbet olduğunu düşünülebilir ancak Paul’un her buluşmada Alice’den seans ücreti olarak şekerleme alması – çocuklarla yapılan terapideki sembolik ücreti gösterir – bunun bir terapi olabileceğine yönelik ihtimalleri arttırır. Bir aile dostuna terapi yapmasının etik sınırları aşması bir yana park gibi kalabalık bir ortamda terapi yapmak da sınırları epey zorlar. Jimmy’nin komşusu Liz de ilerleyen bölümlerde Paul ile parkta buluşup şekerleme karşılığında dertleşir(!). Bu da yine aynı etik ihlale yöneliktir.

Paul’un yine de dizideki etik değerlere en çok değer veren terapist olduğunu söylenebilir. Diğer terapistler Paul’un tecrübesine saygı duymakla beraber onu sözleriyle sürekli yanlış yola sokma eğilimi gösterirler. Örneğin, Paul terapi süreci sona eren bir danışanıyla arkadaş olduğunda danışanı Paul’a ilk olarak Paul’un ailesini sorar. Buradan anlaşılacağı üzere Paul, terapi odasına kendisi ile ilgili bilgileri sokmamıştır.

Gaby’nin diğerlerinden farklı olarak çift terapisi verdiği de gösterilir. Danışan çift bir noktada Gaby’nin onlara derdini anlatması sonucu sözünü kesip terapiye ayrılan süreden gittiğini söyler. Terapist günlük hayat sorunlarını terapi odasına taşımaz. Elbette robot gibi olmasını beklenmez ancak bu profesyonel bir davranış değildir. Gaby bir başka danışanın ise bebeğine bakıcılık yapmayı kabul eder yani kendi kimliği ile terapist kimliğini ayırmakta epey zorlanır. Ona terapiye gelen arkadaşına doğrudan “Arkadaş olarak mı yoksa terapist olarak mı yanıtlayayım?” cümlesini kuracak kadar da ileri gider.

Elbette bu bir kurgudur ve dizi direkt bir terapi dizisi değildir, daha çok karakterlerin yaşamına odaklanır. Ancak dizide terapiyi böyle göstermek izleyicinin aklında yanlış bir imgelem oluşturabilir. Bütün bunlara rağmen dizi başarılı oyunculuklara, nispeten iyi bir hikayeye ve kendine özgü bir ortama sahiptir. Bunu başarmak o kadar da kolay olmasa gerekir. O yüzden izlenebilecek ancak hatalarının da normalize edilmemesi gereken bir dizidir. Üstelik Jimmy’i HIMYM’da Marshall karakterinden tanınan Jason Segel canlandırır. Paul ise Harrison Ford’un efsanevi ama bir o kadar da yalın oyunculuğu ile izleyici karşısına çıkar. Tüm bunlar etik tartışmaların ötesinde izleyiciyi duygusal olarak yakalar.

Hey merhaba 👋
Tanıştığımıza memnun oldum.

Her ay, gelen kutunuza harika içerikler almak için kaydolun.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir